Türkiye’de 400’ü aşkın üyesi ile Türk otomotiv tedarik sanayinin tek temsilcisi olan TAYSAD, 41. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nı gerçekleştirdi. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır’ın da katıldığı toplantının açılışında konuşan TAYSAD Başkanı Alper Kanca, otomotiv sektörünün dönüşümün eşiğinde olduğuna dikkat çekti.
Kuruluşunun ardından 40 yılı geride bırakan ve 400’ü aşkın üyesiyle otomotiv tedarik sanayi sektörünün tek temsilcisi olan TAYSAD, 41. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nı gerçekleştirdi. TAYSAD üyeleri ve paydaşlarının yanı sıra T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır’ın da teşrif ettiği toplantıda otomotiv sanayiinin Türkiye ve dünyadaki durumu ve tedarikçilerin yol haritası üzerinde duruldu. Genel kurulun açılış konuşmasını gerçekleştiren TAYSAD Başkanı Alper Kanca, 2000 yılında 58 milyon adet olan dünya motorlu araç satışının, 2018 yılında 100 milyon civarına ulaştığını, ancak geçtiğimiz sene özellikle Çin’deki düşüş nedeniyle bu yıl satışların gerilemeye başladığına dikkat çekti. Avrupa’nın etkili bir otomotiv ülkesiyiz! Ülkemizde otomotiv sanayii hakkında da bilgiler veren Alper Kanca, Mart ayında üretimin 132, ihracatın 120 ve pazarın da 50 bin adede kadar gerilediğine dikkat çekti. Kanca, “Tüm bunlara rağmen Türkiye, hala Avrupa’nın etkili bir otomotiv ülkesi. Otobüs üretiminde Avrupa’da hala bir numarayız, ticari araç üretiminde 3 ve otomobil üretiminde ise 7. sıradayız. Dünya otomotiv üretiminde ise 15. sırada yer alıyoruz. Önümüzdeki dönemde yerimizi korumak ve kendimizi daha da geliştirmek durumundayız” diye konuştu. Tüm bu gelişmelere ek olarak sektörün ciddi bir dönüşüm içerisinde olduğunu belirten Alper Kanca, bu dönüşümün merkezinde ise elektrikli araçlar, batarya teknolojileri, otomotiv elektroniği, otonom araçlar, sürücü destek sistemleri gibi kavramların olduğuna dikkat çekti. Kanca, şöyle devam etti: “Yapılan tahminlere göre, 2030 yılında geleneksel içten yanmalı motorlu araçların payı yüzde 14’e gerilerken, hibrit veya yarı hibrit araçların yüzde 46, tamamen elektrikli araçlar yüzde 40 ve otonom araçlar ise yüzde 30’luk paya sahip olacağı öngörülüyor. Tedarik sanayicileri olarak şirketlerimizin faaliyet alanına bu gelişmeleri dahil etmeliyiz. Dolayısıyla, daha fazla mühendislik, daha fazla yatırım ve daha fazla marka-tedarikçi ilişkisi için bu yeniliklere açık olmak çok önemli” diye konuştu. “Otomobillerin ömrü 4.5 yıla düşecek” Otomotiv sektöründe yaşanan dönüşüme değinen Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır: “Bugün fabrikalardan çıkan otomobiller yaklaşık 17 yıl yollarda kalıyor. Elektrikli araç, otonom araç ve paylaşımlı araç dönüşümüyle birlikte bundan bu sürenin 4.5 yıla kadar düşeceği öngörülüyor. Ama 4.5 yılda bir otomobil, 17 yılda yaptığından daha fazla km yapacak. Çünkü artık sürücüsüz ve paylaşımlı araçlarda araç sahipliği kavramını dönüşecek. Bütün bunlar çok büyük dönüşümleri ifade ediyor. Bizlerin de hem mevcut durumu hem de geçmiş veriyi dikkate alarak geleceği çok iyi öngörmemiz lazım. Burada bizler için en önemli ve en kritik şey insan kaynağı. Biz insan kaynağını geliştirmeye, beşeri sermayeye yatırım yapmaya devam etmek durumundayız. Bu doğrultuda çok farklı programları peşi sıra yürütmeye gayret ediyoruz” diye konuştu.