20 yıl önce markalaşma donanıma, motor tipine, araçların sesi ve verdiği duyguya bağlıydı. Bugünlerde markalaşma daha çok bir tasarım meselesi, yazılım tarafından kolayca ayarlanabilen bir duygu haline geldi.
SEVGİ ÖZÇELİK
TAYSAD Genel Sekreter Vekili
Teknoloji dünya çapında her endüstriyi alt üst etti. Otomotiv sektörü de bir istisna değil. İlk otomobil üretildiğinden beri, üreticiler birçok yenilik yaptılar. Sürüş deneyiminde heyecan verici gelişmeler yaşandı. 1930’ların başında, yolculukları daha konforlu hale getirmek için helezon yaylı süspansiyonun geliştirildiğini gördük. 50’li yıllara girerken, klima ilk kez sahneye çıktı. 70’lerde otomobil endüstrisi dijital çağa ilk bakışını aldı ve o zamandan beri teknolojik ilerleme, sektörü yeni ve heyecan verici bir yöne fırlattı.
Teknoloji, yolculukları sadece A noktasından B noktasına gitmek yerine yepyeni bir deneyim haline getiriyor. Değişen sadece sürücü deneyimi değil; otomobil ve ticari araç üretimi de yeni modellerini her zamankinden daha hızlı sunmak için ilerliyor.
Hem araçların hem de toplumun elektrifikasyonu ve artan bağlanabilirliğiyle birlikte bu yaygın otomasyon, otomotiv endüstrisini büyük bir şekilde sarsacak.
Teknolojik gelişmeler istikrarlı bir şekilde araçların sürüş fonksiyonlarının çoğunu üstlendiği bir geleceğe doğru gidiyor.
20 yıl önce markalaşma donanıma, motor tipine, araçların sesi ve verdiği duyguya bağlıydı. Bugünlerde markalaşma daha çok bir tasarım meselesi, yazılım tarafından kolayca ayarlanabilen bir duygu haline geldi. Gelecekte, araç üreticilerinin ve tedarikçilerinin üretimden uzaklaştığını, markaya daha çok odaklandığını ve kendilerini hizmet olarak tanıttığını göreceğiz.
Bu değişimleri atlatacak araç üreticileri ve tedarikçiler farklı bir marka sadakati perspektifi geliştirecek olanlardır. Donanım sahiplerinden çok daha fazla kod sahibi ve yazılım sahibi olmak durumunda kalacağız. Aslında bunu bugünden de görüyoruz.
Günümüzde üreticiler sistem tedarikçilerine giderek daha fazla sorumluluk veriyor.
Tedarikçilerin şu anda bir aracın ortalama yüzde 65’ini geliştirip bir araya getirdiğini ve bu payın önümüzdeki on yılda neredeyse yüzde 80’lere ulaşması bekleniyor. Bu, endüstrinin geleceğinden yalnızca araç üreticilerinin büyük markalarının sorumlu olacağı değil, aynı zamanda değer zincirindeki tedarikçilerin de kendi segmentlerinde lider ve yenilikçi olmaları gerekeceği anlamına geliyor.
Gelecek sayımızda görüşmek üzere...