Hepimiz, uzaktan da çalışabileceğimizi, üretken olabileceğimizi, işleri verimli yapabileceğimizi görüyoruz, gösteriyoruz. İş hayatına yeni giren ya da yenilik arayan gençlerimiz, bu durumu fırsata çeviriyor.
Saffet ÇAKMAK Cadem Yönetim Kurulu Üyesi
Değişime niyetlenirken pandemi bu süreci hızlandırdı
Öyle zamanlar olmuş ki insanlık tarihinde... kökten ve derinlemesine değişim ve dönüşümler yaşanmış; savaşlar, kıtlık, salgın hastalıklar, doğal afetler... ya da dünyayı değiştiren insanlar çıkmış, dokunmuş dünyaya, dönüşümü başlatmış.
İçinde bulunduğumuz dönemde de Covid-19 salgınıyla bu zamanlardan birini daha yaşıyoruz. Aslında iklim krizi ve sürdürülebilirlik dikkate alınmaya başlanmış ve değişime niyetlenirken, pandemi bunu hızlandırmış oldu.
Hepimiz, uzaktan da çalışabileceğimizi, üretken olabileceğimizi, işleri verimli yapabileceğimizi görüyoruz, gösteriyoruz. İş hayatına yeni giren ya da yenilik arayan gençlerimiz, bu durumu fırsata çeviriyor. Bir daha belirli ortamlara, uzak uzak mesafelere, her gün gidip gelinmek zorunda olunmayacağını -sadece o gençler değil- “olgunlar” da gördü... onayladılar ya da onaylamak zorunda kalacaklar. Bundan böyle kişiler; uzaktan çalışabilmeyi bir lütuf değil özerk ya da özgür bir yaşam tarzı olarak görecekler. Belki de doğamıza daha uygun olan bu durum insanoğlunun potansiyelini daha fazla öne çıkartacaktır, hatta çıkarmaktadır.
Öyle ya; bastırılmış, hapsedilmiş potansiyel enerjiyi kinetik enerjiye, harekete çevirmek bilim insanlarının ve yöneticilerin istediği bir şey değil mi? Öyleyse içteki özgün potansiyeli kontrollü serbestlikle nasıl harekete geçirilebiliriz? Bundan böyle yönetim biliminin ve insan kaynaklarının ana gündemlerinden birisi olacaktır. “Gençler”e, ve de “olgunlar”a bu potansiyel / hareket enerjisi dönüşümünü gerçekleştirecek, üretkenliğini artıracak, konfor kaygılarını minimize edecek ortamları hazır etmek... böyle ortam sunmak yeni gündemimiz olacaktır.
Dijital teknolojilerin olağanüstü gelişimi, iletişim hızlarının inanılmaz seviyelere çıkmasıyla, son on yılı dijital dönüşüm çağı olarak adlandırmaya başladık. Ülkemizin ve dünyanın en büyük iş sektörlerinden otomotiv de kendisine yeni bir gelecek kurgulayarak ismini dahi değiştirdi, “mobilite” olarak anılmaya, dijitalleşmeyi her türlü sürecin merkezine yerleştirmeye başladı.
Bu dönüşüm sürecinde, geleceğin çalışma ortamlarını kurgularken üç temel iş ortamını göz önünde bulundurabiliriz.
Her bir ortamın kendine has özellikleri ve süreçleri olduğuna göre; bunlara uygun üretken ve verimli işleyişler kurgulamak ve sergilemek gerekecektir.
Ofisler en kolay değişecek, hızlı geçiş yapılabilecek ortamlar olmaktadır. Pandemi ilanı ile de 18 aydır böyle bir deneyim yaşanmakta ve kalıcı olarak ev-ofis melez çalışma düzenine geçilmeye -kalıcı olacağından- bu konuda kanuni ve iş yönetmelikler şartlara uyarlanmaya başlanmıştır.
Bunun başarılı yürütülmesi için temel şart da tüm süreçlerin dijitalleştirilmesinden; veriye, bilgiye, belgeye erişimin sağlanmasını garanti etmekten geçiyor. İşletmelere ve yöneticilere düşen; güvenlik ve gizlilik temelinde bu iletişim altyapısının sağlanması, çalışanların ellerine güncel teçhizatların verilmesi, “bulut teknolojileri” ile donatılmış veri merkezlerine erişimini sürekli işler halde tutmaktır.
Bugün artık proje girdilerinden, ürün tasarım verileri, çizimler, 3D modeller, hesaplar ve tedarikçi bilgileri PLM (Ürün Yaşam Çevrimi) yazılımları; üretimle ilgili planlamalar, akışlar, ölçümler, depolar, lojistik seviyeleri ERP yazılımları bulut formatlarında her yerden her an erişilebilir hale gelmiştir.
Ofis yoğun iş yapanların -şu an benim yaptığım gibi- olduğu yerde, oturarak (ya da ayakta) akıllı tablet, telefon ve dizüstü bilgisayarlarını ofise çevirmek için hiçbir engel kalmıyor. Haberleşmeyi ve bulut tabanlı veri erişimini sağlayan yazılımların görüşme arayüzleri ile çevrimiçi sözlü ve görüntülü görüşmeye geçebiliyoruz... hatta bunu bir ofise sığmayan yüzlerce ekip arkadaşıyla aynı anda gerçekleştirebiliyoruz. Ancak göz teması ve beden dilini algılamanın zorlaştığı, duyguların az geçtiği bu ortamlarda “sosyalleşmek” eksik kalmaktadır. Mahalle ve okul gibi iş hayatının en önemli boyutunu, sosyalleşmeyi eksik bırakmamak, üretkenliğin ve yaratıcılığın ana parametresini güdükleştirmemek gerekiyor. Evet, araştırmaların gösterdiği gibi uzaktan çalışmak verimi arttırıyor ancak üretkenlik ve yaratıcılık için bir araya gelmenin ve sosyalleşmenin maksimize edilmesi önem arz etmektedir.
Üretim ortamlarının projeleri olarak da “dijital dönüşüm” büyük gündemimiz. Sahadan sürekli verilerin toplandığı, hızla işlendiği, anlamlı rapor ve göstergelere dökülebildiği durumda; karar almak kolaylaşmakta, hızlanmakta hatta yapay zekalı sistemlere teslim edilebilmektedir. Böylelikle daha zeki robotlar, insan oğlunun işlerini kolaylaştırmakta, hak ettiği az eziyetli iş ortamlarını sunmaktadır. Kirli hava, gürültü, yüksek sıcaklık, aşırı yüklenme, insan ergonomisine uygun olmayan pek çok operasyon; otomatik, otonom ve akıllı makine ve teçhizatlara teslim edilmektedir... Teslim edilmeye devam edecektir. Sahada yürüyen iş süreçlerimiz de gözden geçirilmekte, zaruri olmayanlar ciddi olarak sorgulanmaktalar. Birkaç saatlik toplantı için saatlerce araç sürmek, günlerce otellerde kalmak uçaklarda jet laglara uğramak... gerçekten lazım mı... bir daha soruyor öyle karar veriyoruz artık. En kıymetli sermayemiz olan ömrümüzün değerli zaman dilimlerini yollarda geçirmek, bir şeyler üretememek, hastalanmak, yorulmak, sevdiklerimizden ayrı kalmak gerçekten lazım mı? Sorgulamak, gereksizse ikame çözümler bulmak gerekmiyor mu?
Tabii ki bunları yapabilmek için öncelikle zihniyet dönüşümü yapmak, dijital döneme öyle başlamak gerekmektedir. Aksi takdirde bunları başkası bizim işimize uyarlayamaz.
Tasarımı, çizimleri, 3D verisi, sensörleri, veri bankaları ve dijital ikizleri olmayan ürünlerin ve üretim ortamlarını nasıl AR ile deneyimleteceğiz. Öyleyse haydi dönüşmeye başlayalım... zihinden eyleme... insanın sosyal, çok değerli, en şerefli varlık olduğunu unutmadan, sosyalleşmeyi ihmal etmeden... onu, doğayı, sürdürülebilir dünyayı evreni merkeze alarak!
OTOMOTİV KENDİNE YENİ BİR GELECEK KURGULUYOR
ZEKİ ROBOTLAR İŞLERİ KOLAYLAŞTIRIYOR
Üretim ortamlarının projeleri olarak da “dijital dönüşüm” büyük gündemimiz. Sahadan sürekli verilerin toplandığı, hızla işlendiği, anlamlı rapor ve göstergelere dökülebildiği durumda; karar almak kolaylaşmakta, hızlanmakta hatta yapay zekalı sistemlere teslim edilebilmektedir. Böylelikle daha zeki robotlar, insan oğlunun işlerini kolaylaştırmakta, hak ettiği az eziyetli iş ortamlarını sunmaktadır.