İş ortakları arasında risk paylaşımı, müşteri memnuniyeti ve kârlılığı arttıracak etkilere sahiptir. Zincirin en alt katmanına kadar riskler sorgulanmalı ve veriler açık görünür olmalıdır.
Vedat ŞAHİNKAYA Teklas CEO Lojistik Danışmanı
Yeni normal ile önem kazanan başlıklar şu şekilde özetlenebilir: Tedarik zincirinde dijitalleşme Krizin etkisi yayıldıkça, işçilerin sahadaki mevcudiyeti ve seyahat imkanları etkilenmektedir. Bunun yanında müşteri siparişleri tahminleri karmaşık hale gelmektedir. Tedarik zincirinde, yapay zekâ, otonom araçlar, nesnelerin interneti ve otomasyon projelerine hız verilmesi, firmalara büyük avantaj getirecektir. Sosyal mesafelerin arttırıldığı ve daha az iş gücü gerektiren otomatik depolar, baştan sona daha saydam ve esnek tedarik zinciri planlama olanakları firmaların rekabet gücünü arttıracaktır.
Acil durum stratejileri Birçok firma, Covid-19 pandemi döneminin, hayatta bir kez yaşanabilecek bir durum olduğunu ümit ediyor. Ama unutmayalım ki “Ümit bir strateji değildir”. Firmalar, karşılaşacakları ve engellenemez olan yeni krizlere hazırlıklı olmak için orta ve uzun vadeli alternatif modeller hazırlamalıdırlar. Tek bir üretici veya coğrafyaya bağlı tedarik zincirinin ne kadar risk taşıdığını son dönemlerde daha yakından görmekteyiz. Alternatif hammaddeler, nakliye rotaları, üretim yöntemleri üzerine çalışan firmalar krizleri daha rahat yönetebileceklerdir. Etkin bir yönetim ancak satın alma-üretim-lojistik ve satış planlarının bütünleşmesi ile gerçekleşebilir.
Derinlemesine müşteri/tedarikçi ilişkileri Tedarikçi ilişkileri yönetimi, müşteri ilişkileri yönetiminin bir yansımasıdır. Zincirin tüm halkaları iş ortağı olarak kabul edilmeli ve zincir boyunca açık bir iletişim tercih edilmelidir. Bütün firmalar iş ortakları ile katı kuralları olan anlaşmalar yapmaktadır. Ancak pandemi sürecinde bir kez daha gördük ki, asıl olan iş birliği ve güvendir. Açık bir koordinasyon sayesinde talepteki belirsizlik ve stoklara yapılan yatırım azalacaktır. Doğal sonucu olarak zincir boyunca planlamada kolaylık ve maliyetlerde azalma yaşanacaktır. İş ortakları arasında risk paylaşımı, müşteri memnuniyeti ve karlılığı arttıracak etkilere sahiptir. Zincirin en alt katmanına kadar riskler sorgulanmalı ve veriler açık görünür olmalıdır.
Dayanıklı mikro tedarik zincirleri oluşturulması 90’lı yılların başında yükselişe geçen globalleşmenin büyük bir hızla tersine döndüğünü görebiliriz. Özellikle otomotiv sektöründe lokal üretim yapan global oyuncular oluşmaya başlamıştır. Tedarik zincirleri mikro ölçekte kısa mesafeli olarak kurulmaya başlanmıştır. Evergreen gemi kazası ile hep beraber gördük ki, uzun mesafeli tedarik zincirleri büyük riskler taşımaktadır. Günümüz dünyasında firmaların tek başlarına rekabetçi olamayacakları, ancak yer aldıkları tedarik zincirlerinin bütününün rekabet gücünden bahsedilebileceği açıktır. Firma iş modellerinin yeni nesillere sağlıklı ve sürdürülebilir olarak devredilebilmesi için, bu zincirde kurulan iş ortaklıkları ve yapılan yatırımlar kritik önem arz etmektedir.
ÜRETİM EŞ ZAMANLI OLUMSUZ ETKİLENDİ
Dünya’da ve ülkemizde Covid-19 sürecinde birçok firma, eşi görülmemiş talep dalgalanmaları, iş gücü kayıpları ve maliyet artışlarını yönetmek durumunda kalmıştır. Kuşkusuz ki bu dönemde en çok etkilenen alanların başında tedarik zinciri gelmektedir. Pandemi, tedarik zincirinin önemli halkaları olan Çin, Avrupa ve Amerika’da üretimi eş zamanlı olumsuz etkilemiştir.
TEDARİK ZİNCİRİNİN DAYANIKLILIĞI
Sektörde ilk etki 2020 yılı başlarında, siparişlerde keskin düşüşler ile başlamış ve bunun sonucu olarak kapasite kullanım oranları imalat sanayi için düşüş göstermiştir. Azalan üretim adetleri, dalgalanan fiyat artışları ve sekteye uğrayan lojistik operasyonları, tedarik zincirini durma noktasına getirmiştir. Diğer yandan müşteri sipariş tahmin edilebilirliğinin olumsuz etkilenmesi, tedarik zinciri planlamalarını zorlaştırmıştır. Doğal sonucu olarak paydaşlar arasındaki değer zinciri de (sevkiyat, ödeme vb…) karmaşık hale gelmiştir. Bu dönemde firmalar, maliyet tasarrufu ve stok optimizasyonu gibi birinci önceliklerinden ziyade tedarik zincirlerinin dayanıklılığını ve sürdürülebilirliğini artırmaya yönelmişlerdir.