Türk Otomotiv Sanayicisinin Dergisi



Eski Bir Kitabın Son Sayfasına Geldik, Şimdi Yeni Bir Hikaye Yazma Zamanı

Paylaş :
Haber Eklenme Tarihi : 11.04.2025 13:01:00

Elektrifikasyon otomotiv sektöründe geleneksel kar marjlarını daraltıyor, ama bu aslında yeni fırsatların kapısını aralıyor. Eski bir kitabın son sayfasına geldik ve şimdi yeni bir hikaye yazma zamanı.

 

Altan Yıldız

Yıldız Kalıp ve Teknoloji
Yönetim Kurulu Başkanı
 
 
Otomotiv sanayisi elektrikli araçlar uygulanabilir hale gelmeden önce bile oldukça rekabetçiydi ve şu günlerde belki de tarihinin en hızlı dönüşüm döneminden geçiyor. Üreticiler, İçten Yanmalı Motorlar (ICE), Hibrit ve Elektrikli Araç (BEV) üretimini aynı anda yönetmeye çalışırken, esnek üretim modellerine yöneliyorlar. Elektrikli mobiliteye geçiş benzersiz derecede zor bir meydan okumayı temsil ediyor. Değişen ihtiyaçlara anında cevap verebilmek için biz tedarikçiler de üretim süreçlerimizi esnek hale getirmeliyiz.
 
Elektrikli araç pazarındaki büyüme, otomotiv endüstrisindeki geleneksel kar marjlarını daraltırken aynı zamanda yeni karlılık alanları da yaratıyor. Otomotiv üreticileri, batarya teknolojisi, şarj altyapısı, yazılım ve araç içi uygulamalar, bağlantılı araç ve abonelik hizmetleri, yeni mobilite çözümleri ve veri analitiği, servis ve bakım hizmetleri ve ikinci el araç pazarı gibi alanlara yatırım yaparak rekabet avantajı elde edebilir ve yeni gelir kaynakları yaratabilirler.
Sonuç olarak elektrifikasyon otomotiv sektöründe geleneksel kar marjlarını daraltıyor, ama bu aslında yeni fırsatların kapısını aralıyor. Eski bir kitabın son sayfasına geldik ve şimdi yeni bir hikaye yazma zamanı.
 
Emisyon düzenmeleri çevreci ve sürdürülebilir teknolojileri zorunlu kılıyor
Küresel emisyon düzenlemeleri, otomotiv sanayisindeki üreticileri daha çevreci ve sürdürülebilir teknolojilere yatırım yapmaya zorluyor. Ancak bu zorluklar, aynı zamanda yeni fırsatlar ve rekabet avantajı yaratma potansiyeli de taşıyor. Bu durum, şirketlerin üretim süreçlerini ve ürünlerini yeniden tasarlamalarını gerektiriyor.
Sürdürülebilirlik ve karlılık birbirini dışlayan kavramlar değildir. Doğru stratejilerle, çevresel sorumluluk alırken, aynı zamanda mali performans da iyileştirilerek zorluklar fırsata dönüştürülebilir. Bu dönüşüm, kısa vadede zorluklar getirse de uzun vadede işletmeleri daha dayanıklı ve rekabetçi hale getirecektir.
Ar-Ge ve inovasyon, yeni nesil üretim teknolojileri, işbirlikleri, müşteri odaklılık, sürdürülebilirlik ve çalışanların yeteneklerini geliştirme gibi alanlara odaklanarak şirketler, karlılıklarını koruyabilir ve büyümeye devam edebilirler.
 
Üreticilerin ICE, hibrit ve BEV üretimini bir arada yürütmeye yönelmesi ve esnek üretim modellerine geçişi, tedarikçiler için hem zorluklar hem de fırsatlar sunmaktadır. Bu dönüşüme uyum sağlayabilen ve iş modellerini buna göre şekillendirebilen tedarikçiler, rekabet avantajı elde ederek büyümeye devam edebilirler.
Çeşitliliğe uyum sağlama, elektrikli araç teknolojileri, hafif malzemeler ve dijitalleşme gibi yeni teknolojilere yatırım, OEM’lerle yakın işbirliği, teknoloji şirketleri ve diğer tedarikçi şirketler ile ortaklıklar, yeni becerilere sahip personel ve sürekli eğitim ile yetenek geliştirmek, çevre dostu üretim ve geri dönüşüm sayesinde sürdürülebilirliği sağlamak önemli temel konular olacaktır.

 

Küresel rekabet Türk otomotiv tedarik sanayisini nasıl etkiliyor?

Uzakdoğu'daki üreticilerle yaşanan rekabet, OEM'lerin maliyetlerini düşürmeye zorlaması, Türkiye'deki tedarik sanayisini çeşitli şekillerde etkileyecektir. Bu etkiler hem olumlu hem de olumsuz olabilirken, tehdit ve fırsatları beraberinde sunmaktadır. Doğru stratejilerle bu rekabetten güçlenerek çıkmak ve büyümeye devam etmek mümkündür.

Türkiye'deki tedarik sanayisinin yapması gerekenler arasında maliyetleri düşürmek, teknolojiye yatırım yapmak, OEM’ler ve diğer tedarikçilerle işbirliği yapmak, yeni pazarlar aramak ve nitelikli işgücü yetiştirmek olarak sayılabilir.

OEM'lerin maliyet odaklı stratejileri, Türk tedarikçiler için pazar kaybı riski oluşturuyor. Uzakdoğu'daki üreticiler, teknoloji ve inovasyon alanında daha hızlı ilerleyebilirler. Fiyat baskısı nedeniyle tedarikçilerin kar marjlarının daralması ve rekabet güçlerinin azalması, pazar kaybı ve teknolojik gerileme ile sonuçlanabilir.

Rekabet baskısı Türk tedarikçilerin uzun vadede rekabet güçlerini artırabilir. Uzakdoğu'daki üreticilerle rekabet, Türk tedarikçileri yeni pazarlar aramaya yöneltebilirken, bu üreticilerle işbirliği yaparak, teknoloji transferi ve know-how paylaşımı gibi avantajlar elde edebilirler.

E-Posta Olarak Gönder

Başarıyla Gönderildi
İşleminiz başarıyla gerçekleştirildi

Adınız Soyadınız
Haberi Göndermek İstediğiniz E-Posta Adresini Girin
Notunuz