Otomotiv sektörü küresel boyutta ciddi bir değişime sahne oluyor. Yakın gelecekte akıllı teknolojilerin, birbiriyle konuşabilen araçların, dijital dönüşümün ve elektrikli araçların etkisini çok daha yakından hissedeceğiz.
İskender Ulusay
Aktaş Holding İcra Kurulu Başkanı
Teknoloji çağı olarak nitelendirdiğimiz bu dönemde, otomotiv sektörünün teknolojisi de verimlilik ve dijitalleşme üzerine şekilleniyor. Dünyadaki müşteri / pazar beklentilerinin sürekli değişmesinden dolayı da üreticilerin rekabette geri kalmamak adına bu yönde adımlar atması kaçınılmaz hale gelmiş durumda. Özellikle Endüstri 4.0 ile birlikte karşımıza çıkan bu süreç, Ar-Ge ve teknolojiye yatırımın önemini net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu açıdan, insan-makine etkileşimini farklı bir boyuta taşıyan Endüstri 4.0’ın etkilerini, önümüzdeki süreçte çok daha yakından hissedeceğimizi düşünüyorum. Geleceğin araçlarında günümüzde kullanılan pek çok parçanın olmayacağı gerçeğinden hareketle de firmaların bu değişim sürecine en iyi şekilde hazırlanması gerekiyor. Satış Sonrası Hizmetlerde Farklı İşbirlikleri Nasıl Geliştirilebilir? Satış sonrası hizmetler, ürünün satışının gerçekleştirilmesinden sonraki süreçte müşteriye sunulan teknik desteğin tümü olarak tanımlanmasına karşın günümüz şartlarında müşteri memnuniyetini ve aidiyetini kazanmak için bu tanımı genişletmemiz gerekmektedir. Kurulum, garanti, bakım, onarım, yedek parçayı anında müşteriye ulaştırma gibi teknik hizmetlerin yanında ürünleri izleme, müşteri şikâyet ve taleplerini izleme, gerektiğinde müşteriye geçici olarak başka üründe sağlayarak satış sonrası hizmetlerimizi geliştirmemiz gerekmektedir. Tabi bu belirtmiş olduğumuz hizmetler müşteri memnuniyetini sağlarken diğer yandan şirketlerimize ciddi oranda bir mali yük getirmektedir. Şirket karlılığımızı maksimize etmek ve müşteri memnuniyetini kazanmak için sadece firmamızın olanaklarını değerlendirmek yerine yeni/mevcut iş ortaklarımız/paydaşlarımız ile bu hizmetleri sunabilir ve farklı işbirlikleri geliştirebiliriz. Aktaş olarak müşteri aidiyetini kazanmak için satış sonrası geliştirmiş olduğumuz uygulama da olan ve en kısa süre de uygulamaya koymayı planladığımız bazı farklı işbirlikleri örneklerimiz; Acil yardım hattı 7/24: Çin, Türkiye, Bulgaristan, Almanya, Amerika da üretim tesislerimiz ve irtibat ofislerimiz ile 100 den fazla distribütörümüz ile Aktaş dünyasında güneş hiçbir zaman batmaz ve müşterilerimize 7 gün 24 saat hizmet vereceğiz. Bu hizmetlerimizi daha hızlı ve efektif verebilmek için dünyanın herhangi bir noktasında arıza yapan ürünlerimizi değiştirmek için müşterilerimiz çağrı merkezlerimizi arayarak kendilerine en yakın dağıtım noktamıza yönlendiriyoruz. Ürün değişimleri: Garanti kapsamında ürün değişimlerini çok hızlı gerçekleştirmeliyiz. Bunun içinde her ürünümüzün her lokasyon da stoklu bulunması gerekmektedir. Ancak bu hem yüksek maliyet hem de geniş/kapalı stok alanı demektir. Bunu sağlamak için distribütörlerimiz ile ortak stok alanları kiralayarak maliyetleri düşürmenin yanında iş ortağımıza stoklu çalışma imkânı vererek ürünlerimizin de bulunabilirliğini arttırıyoruz. Arıza durumunda acil teknik destek: Ürünlerimiz dünya genelinde satışı gerçekleştiği için acil teknik destek ihtiyacı her lokasyondan gelebilmekte ve fabrikalarımız da bulunan teknik ekibimizin zaman farkı nedeni ile bu acil durumlara hemen müdahale etmesi mümkün olmamaktadır. Bunun için belirlenmiş olan farklı ülkelerde ki satış noktalarımızda teknik eleman istihdam ederek hem bu acil durumlar için teknik destek sağlamış oluyoruz hem de bayimiz de sadece bizim ürünlerimize odaklanmış bir eleman bulundurmuş oluyoruz. Bu ve buna benzer satış sonrası hizmetlerimizi geliştirerek müşteri memnuniyetini sağlamanın yanında farklı işbirlikleri ile paydaşlarımızın da iş yapış biçimlerini/vizyonlarını geliştirme de yardımcı oluyoruz. Eşdeğer parça kullanımı Eşdeğer parça genelde son kullanıcı tarafından merdiven altı firmalarda üretildiği düşünüldüğü için kalitesiz olarak düşünülür. Fakat bizim firmamız gibi hem OEM hem AFM ürünler üreten firmalar için böyle bir durum söz konusu değildir. Çünkü her iki üründe aynı bantta ve aynı hammaddeler ile üretim yapıldığı için eşdeğer ürün kullanımının son kullanıcı açısından bir sıkıntısı yoktur. Bu kavramın dünya çapında artan rekabet sebebiyle her geçen gün daha çok gündem de olacağını düşünüyoruz. Firmalarımızın kendilerini fuar, teknoloji günleri gibi faaliyetler ile daha çok anlatmaları gerektiğine inanıyoruz ve çalışmalarımızı bu kapsamda planlıyoruz. Sektörün finansman sorunları Günümüzde dünya ülkeleri ile birlikte, ülkemizin de içinde bulunduğu konjonktürel dalgalanmalar, ekonomiyi ve üretimi olumsuz yönde etkilemektedir. Sektörde; Çin, Hindistan, Doğu Avrupa gibi agresif büyüyen ülkelerin daha düşük maliyetle üretim yapabilme potansiyeli sektör için tehdit oluşturmaktadır. Sanayide enerji maliyetlerinin yüksekliği sektörün rekabet gücünü sınırlandırmaktadır. Ham maddede dışa bağımlılık, aracılık işlemlerinden alınan vergiler ve dolaylı vergiler ile sektörün girdi maliyetlerinin yüksek olması sektörü olumsuz etkilemektedir. Dövizdeki ani hareketler, yüksek dalgalanmalar, yüksek kredi faiz oranları, finansman maliyetlerinin yüksekliği, yatırımların borçlanmaya dayalı yapılması, işletme sermayesi ihtiyacı, işletmelerin sağlıklı olmayan bir finans döngüsüne girmesine neden olmakta, karlılıkları ve firmaların nakit akışlarını olumsuz etkilemekle birlikte borç–öz kaynak ilişkisini bozmaktadır. Yeni kaynaklara ulaşma zorluğu finansal maliyetler de dikkate alındığında sektör için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Dünyada, özel sektörün kullandığı kredilerin ağırlıklı, yatırım harcamalarında yani duran varlıklarda değerlendirilmesine karşın, ülkemizde sektörel yüksek maliyetler ve ihtiyaçlar, alacak ve stok ağırlıklı işletme sermayesi ihtiyacında değerlendirildiğini göstermektedir.