fİnansman İhtİyacı mutlaka kazanılan dövİz cİnsİ üzerİnden yapılmalıdır. MÜMKÜN DEĞİLSE, hedge İşlemlerİ İle mutlaka açık pozİsyonunu kapamalıdır.
Tekin Ekinci
Doğu Pres Finans Direktörü
Kredi Maliyetleri,Ek Teminat Yükleri ile firmalar yatırım yapmasına engel olmaya başladı Türkiye’de bankalar yurtiçi kaynakların genel eksikliği ve parasal işlemlerin genel hızı itibari ile, borçlanma ve maliyet sıkıntısına girmektedir.Ülkemizin ekonomik göstergeleri her ne kadar iyi gibi görünsede aslında vermli değil. Verimsizlik maliyet artışlarını da beraberinde getirmektedir. Global süreçlerden yerli otomotiv sektörümüze gelecek olursak, a-ABD yavaş ancak halen ev verimli lokomotif ekonomik alandır, tüm göstergelerde baz alınmaya devam etmelidir b-Çin her sektörün genel problemli konusu olup, bu ülke de yatırımlar yapılıp bu ülkedeki otomotiv trendleri takip edilmelidir. c-Global otomotiv üretim grafikleri incelendiğinde ülkelerin büyümelerinin üzeri bir trendde otomotiv üretim artışı öngörülmektedir. d-Otonomus araçlar, elekrikli araçlar, Endüstri 4.0, Otomotiv 2.0 gibi bir çok yenileşiminde takibi değil, yapılması gerekmektedir. Otomotiv sektörü aslında geleceği şekillendiren makina olarak adlandırılmakta olup, büyük resimden sektörde aslında finans sorunu bulunmuyor. Genel olarak son tüketiciler aracı peşin almakta, peşin alamaz ise aracın bedelini bir finans kuruluşu ile ana otomobil firmasına peşin ödemektedir. OEM firmalar satılan her araç için hesaplarında ödemelerini real time görmektedirler. Tier 1-2-3 gibi firmalarına geldikçe, +30-45 günler tahsilatlar için eklenmektedir. Bu da Tier 2 çalışan bir tedarikçinin en az vadesi 60-75 gün, en çokvadesi 90-115 gün olmaktadır. Sektörün yıllık TR’deki büyüklüğünü aylara indirgediğimizde her işletmenin 2-5 aylık Net İşletme Sermayesi ihtiyaçları oluşmaktadır. Bir kaç ay önce TL’de yüzde 22, Euro’da ise yüzde 3 ile krediler maliyetlenip, teminatlanmak makul iken, bugün ülke ekonomisindeki dalgalanmanın etkisi ile TL’de yılık yüzde 40, Euro’da ise yüzde 12’lere varan maliyetler ve ek teminatlar talep edilmeye başlandı. Ayrıca bir çok şirket (ki ülkemizdeki dış borcun özel sektör yoğun olduğunu düşünürsek), Euro borçlarından dolayı teknik iflas dediğimiz savrulmanın içine girdiler. Hükümet, bütçe yaratmak için teşvik paketleriyle sektörü domine etmeye ve düzeltmeye çalışsada, ülkemiz kültüründen kaynaklı tedbirci davranışlar, harcamama ve yeni yatırım yapmama eğilimlerini başlattı. Genel itibarı ile Türkiye’deki bankalar, yurtdışından sendikasyon ve sermaye benzeri uzun vadeli kredileri alırken, ülke risk primi yüksek olduğundan, döviz cinsi kredi fonlamalarında maliyetler çok yüksek oluyor. Bu da yatırım yapmak isteyen sanayicinin önündeki en büyük engel. Ayrıca son on yıl dikkate alındığında eskisine nazaran faiz spread’lerinin ve dolayısı ile faiz gelirlerinin düşmesi (son 5 ay TR hariç) sebebi ile işlemlerden ve hesaplardan alınan komisyon oranlarında normalden çok daha agresif davranıyorlar.