Levent Fadıllıoğlu başarılı olabilmek için sürdürülebilirliğin çok önemli olduğunu söyleyerek, “Hem çevremize hem kendimize faydalı olmak için çaba göstermeliyiz” dedi.
LEVENT FADILLIOĞLU
Bosch Rexroth
Genel Müdürü
İnsanlar, dünyayı küçük bir işyeri haline getirdi
Her zaman, ya bir şirkette yönetici olmak ya da kendi işimi yapmayı hayal ettim. Kendimi geliştirmeye çalıştım. Elektronik mühendisi olduğum için eskiden de birçok işi dijitalleştirme hayalimi gerçekleştirmeye çalıştım. Hatta ‘’Neden şirketler dijitalleşme için daha fazla yatırım yapmıyor’’ diye sorguladığım çok olmuştur.
Çalışma kavramı açısından değerlendirilecek olursak, toplumun merkezinin imalattan bilgiye kaymasına paralel olarak bilgi ve enformasyon sektörü ortaya çıkacağını ve buna bağlı olarak da iş günü giderek kısalmaya başlayacağını düşünüyordum.
Gerçekten de enformasyon teknolojisinin en önemli çıktısı olan bilgisayarla beraber hem ulusal hem de uluslararası bağlantı kurabilecek olan insanlar, dünyayı küçük bir işyeri haline getirdi ve üretimden ziyade boş zaman kullanımı ve tüketim bu dönemde toplumun odak noktası oldu.
Nesnelerin birbirleriyle konuşması, robotların daha aktif olarak kullanılmaya başlanması, yapay zeka, sanal gerçeklik uygulamalarının yaygınlaşması, büyük veri analizlerinin yapılabilmesi ve bulut bilişim olanaklarının sorunsuzca kullanılabilmesi, internet alt yapısındaki güvenlik ve kullanım olanaklarıyla birleşince ortaya yepyeni bir yapı çıkmıştır. Bu yapı üretimden ekonomiye, eğitimden istihdama günümüz yaşantısını tümüyle değiştirecek yeni olguları da beraberinde getirdi.
Hayatımda "öğrenme" hiç bitmedi
İş hayatımdaki beklentilerim ile şimdiki pozisyonumu örtüştüğünü düşünüyorum.
Sosyal ve toplumsal projelerde daha fazla yer alıp ülkemizin gelişmesine katkıda bulunmak isterim. Bu konuda hepimizin alması gerektiği daha çok yol var.
Hayatımda ‘’öğrenme’’ hiçbir zaman bitmedi ve hayatımın sonuna kadar da öğrenmeye devam edeceğimi biliyorum.
Tasarım zihniyetine sahip ve kendi çalışma stilini tanıyanlar aranır hale gelecek
Tasarım zihniyeti, gelecek 10 yılda alışılageldik iş ortamlarının dışında, çalışan kendi iş alanlarını tasarlama hakkına sahip olabilecek. Güncel araştırmalar kendi çalışma ortamını tasarlamasına izin verilen personelin, zihinsel süreçlerde daha etkili olduğunu gösterdi. Ayrıca çalışanların psikolojik olarak daha huzurlu hissettikleri de tespit edildi. Önümüzdeki 10 yılda şirket ve kurumlar, çalışanlarından kendi iş alanlarını tasarlamalarını isteyebilir.
Hızdan ziyade her işe daha fazla zaman vermenin önemini anladım.
Kaynaklar ne kadar elinde olsa da, bir işe yeterince zaman ayırmayınca o iş başarısız oluyor.
Başarı için çok fazla emek sarfetmek ve konuya odaklanmak gerekiyor. Daha daraltılmış ve spesifik konulara odaklanmak gerekiyor. Az kişinin çok şeyi yapamayacağını ve takım olarak çalışmanın ne kadar önemli olduğunu yaşayarak gördüm.
Seçici olup, daha kritik ve ileriye götürecek konularda yol alma, geri kalan işleri ise doğru kişilere delege etmek başarıyı kısa zamanda getiriyor. Bunun dışında en önemli özelliklerden biri, iletişim ve kültürler arası diyaloğa açık olmak.
Ne yaparsak yapalım, her işin temeli ‘’insan faktörüdür’’.
Teknik ve finansal açıdan bakacak olursak; Türkiye’de dijital dönüşüm konusunda yöneticilerimizin farkındalığının daha yüksek olduğu, en büyük engelin yatırım maliyeti ve yatırımın geri dönüş belirsizliği olduğu anlaşılıyor ve bu problemin aşılmasında akılcı, uygulanabilir ve gerçekçi çözümler bulunduğu takdirde Türkiye’de dijital dönüşümün daha çabuk gerçekleşebileceği öngörülebilir.
Sektörü mega trendler şekillendirecek
Otomotiv sektöründe gelecek 10 yıldaki gelişmeler geçmiş 50 yıldakilerden çok daha etkili olacak. Teknolojik gelişmeler sonucunda mega trendlerin ve gelişen tüketici tercihlerinin kökten değiştirdiği sektör 2030’a kadar bambaşka bir yola girecek. Türkiye’de ise sektör 2020’yi üretim ve ihracatta toparlanma hedefiyle geçirecek.
Otomobil dört tekerlekten oluşan 150 yıllık algısının ötesine geçip ulaşım aracı olmaktan çıkıyor, teknolojik ve akıllı bir araca dönüşüyor. 2020’den 2030’a kadar geçecek 10 yılda küresel sektör geçmiş 50 yıldan çok daha etkili değişimler yaşayacak.
Otomobil sadece bir ulaşım aracı, basitleştirilmiş bir endüstriyel meta olmaktan çıkıyor, farklı teknolojilerle konsolide oluyor, teknolojik ve akıllı bir cihaza dönüşüyor. Teknoloji fuarlarında teknoloji şirketlerinin ürettiği konsept otomobillerin konuşulması bunun kanıtı. Yeni ve tarihi bir döneme giriliyor. 2028-2030 yıllarına kadar sürmesi beklenen çok ciddi bir dönüşüm süreci söz konusu. Sektör, maliyeti ve rekabeti yüksek, tek doğrunun olmadığı, biraz da karanlık ve zorlu bir tünele giriyor. Küresel otomotiv sektörünün geleceğini otonom sürüş, bağlanabilirlik, elektrifikasyon, mobilite ve araç paylaşımı gibi “Mega trendler” şekillendirecek.