Türk Otomotiv Sanayicisinin Dergisi



Otomotiv Sektörüne Rekabet Kurulu Kararları Işığında Bakış

Paylaş :
Haber Eklenme Tarihi : 11.10.2024 11:40:00

Rekabet Hukuku, içtihatlar hukukudur. Sektörel olarak rekabet hukuku bakımından hassas ve dikkat edilmesi gereken uygulamaların yakından takibi önem taşımaktadır. Yukarıda yakın tarihli kararları ele alarak otomotiv sektöründe rekabet hukuku uygulamasına yakından bakmaya çalıştık. İncelediğimiz son yıllarda verilen kararlara konu olmamış olsa da Rekabet Hukuku uygulamasında önemle dikkat edilmesi gereken bir diğer ihlal tipi de hakim durumun kötüye kullanılmasıdır.

 

 

Küresel bir etkiye sahip ve ülkelerin ekonomisinde katkı oranı yüksek otomotiv sektörü, teknolojik gelişmelere de öncülük etmektedir ve bu şartlar, sektördeki rekabeti artırmaktadır. Dolayısıyla da otomotiv ve tedarik sanayi pazarı, sektör oyuncularının faaliyetleri sıklıkla Rekabet Kurulu kararlarına konu edilmektedir.

 

4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanununun gereklilikleri doğrultusunda teşebbüsler birleşme ve devralmalar kapsamında bildirim başvuruları yanı sıra soruşturmalara da konu olabilmektedirler. Son yıllarda otomotiv sektörü oyuncuları hakkında verilmiş kararlara bakıldığında özellikle yeniden satış fiyatını belirleme, müşteri kısıtlaması, hâkim durumu kötüye kullanma, pazara girişi engelleme, haksız fiyatlandırma, tüketici aleyhine sınırlama getirme, şartlı satış, mal vermeyi reddetme ve ayrımcılık rekabeti kısıtlayan veya ortadan kaldırma etkisi bulunan eylemler görülmektedir.

 

Yeniden Satış Fiyatı Belirleme ve Müşteri Kısıtlaması hakkında kararlar:

 

Yeniden satış fiyatı belirleme ve müşteri kısıtlaması başlıkları Kurul tarafından en fazla soruşturma konusu olan rekabet ihlalleri kapsamında değerlendirilebilir. Teşebbüslerin kendi satış fiyatlarını serbestçe belirleme hakları vardır. Satış fiyatının tavsiye niteliğinde olma hali saklı kalmak kaydı ile dikey ilişkilerde asgari satış fiyatının belirlenmesi rekabeti engellemektedir. Rekabet ihlali kapsamında fiyat belirleme uygulamaları önem arz etmektedir. Kurul’un ihlal kararları incelendiğinde fiyat belirleme ve fiyata müdahale en yaygın ihlal başlıkları olarak karşımıza çıkmaktadır. Kurum, piyasadaki dengeyi sağlamak amacı ile fiyat belirleme uygulamalarını ehemmiyetle düzenlemektedir. Fiyat sabitleme ve fiyat çökertme gibi uygulamaların rekabet dengesini bozmasının yanı sıra tavsiye edilen perakende satış fiyatı uygulaması adil rekabet düzenini bozmayacak şekilde ele alınmalıdır.

 

  • Elektrikli araç üretimi ve bu alanda tanınmış bir teşebbüsün dağıtım sistemi üyelerinin fiyat belirleme özgürlüğüne müdahale edildiği ve bayilerle yaptığı sözleşmelerde bölge ve müşteri kısıtlaması yoluyla Kanun’un 4. Maddesinin ihlal edildiğine ilişkin yürütülen soruşturma neticesinde verilen Kurul kararı ile teşebbüse, yeniden satış fiyat belirleme ihlali yönünden uzlaşma, bayilere yönelik bölge ve müşteri kısıtlaması iddiaları bakımından taahhüt ile sona erdirilmesine; 6.584.515,20 TL idari para cezası verilmesine karar verilmiştir. (24.04.2024 Tarihli 24-20/460-194 Sayılı Kurul Kararı)

  • Soruşturma, bayilere yüklenen yeniden satış fiyatı ve bölge – müşteri kısıtlama yolları ile rekabetin ihlal edilmesi çerçevesinde Kanun’un 4. Maddesinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Yapılan soruşturmada bir karavan şirketinin, bayilik sözleşmesi kapsamında fiyat serbestisine müdahale ettiği ve sözleşmelerdeki birtakım hükümlerin bölge – müşteri kısıtlaması niteliğinde olması gerekçesiyle ihlal gerçekleştirdiği tespit edilmiştir.

Kurul kararı ile teşebbüse, yeniden satış fiyat belirleme ihlali neticesinde uzlaşma ve taahhütname ile sona erdirilmesine; 2.269.283,15 TL idari para cezası verilmesine karar verilmiştir. (13.04.2023 Tarihli 23-18/331-M Sayılı Kurul Kararı)

 

Uyumlu Eylem ve Yatay Anlaşmalar hakkında kararlar:

 

Rekabeti kısıtlayıcı nitelikteki strateji ve anlaşmaları uyumlu eylem / yatay anlaşmalar kapsamında değerlendirmek mümkündür. Uyumlu eylem, teşebbüslerin benzer davranışlarda bulunarak rekabeti bilinçli olarak ve önemli ölçüde kısıtlaması anlamına gelmektedir. Uyumlu eylemden bahsedebilmek için piyasada engelleme ya da kısıtlama gündeme gelmelidir. Rakipler arası koordinasyon uyumlu eylem kavramını gündeme getirmektedir. Diğer taraftan her anlaşma uyumlu eylem olarak değerlendirilmemektedir. Otomotiv sektöründe paralel davranışlar tespit edildiğinde pazar büyüklüğü, hammadde ve enflasyon etkenleri göz ardı edilmemelidir. Kurul, teşebbüslerden rasyonel ve ekonomik gerekçelerle söz konusu eylemin açıklanmasını talep edebilir.

 

Otomotiv sektöründe meydana gelen yatay anlaşmalar ise pazar paylaşımı ve alım satım fiyatlandırmalarının tespiti gibi konuları içerebileceğinden üretimin kısıtlanmasına ve tedarikçi kartelleri ortaya çıkarabilmektedir. Kurum bu tür ihlallere ağır yaptırımlar uygulamaktadır.

 

  • Soruşturma, hafif ve orta sınıf ile ağır vasıta ticari araç sektöründe faaliyet gösteren teşebbüslerin rakiplere ilişkin araç stok sayısı ve fiyatlandırma bilgilerine erişimi ve paylaşımı çerçevesinde Kanun’un 4. Maddesinin ihlalinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir.

Kurul, söz konusu kararında ilgili ürün pazarını tanımlarken ticari araçları kendi içerisinde hafif, orta ve ağır vasıta olarak sınıflandırmaktadır. Binek otomobiller ve 3.5 tondan ağır olmayan hafif ticari araçlar ile 3.5 ton üzeri ağır ticari araçlar arasında belirgin farklılıklar bulunması nedeniyle birbirlerine ikame oluşturmadıklarına, dosya kapsamındaki değerlendirmelerin işbu durum göz önüne alınarak gerçekleştirileceğine değinilmiştir.

Yapılan yerinde incelemelerde elde edinilen belgelerde rakip fiyat bilgilerinin müşteri ya da satıcılar tarafından bildirildiği tespit edilmiştir. Rakip fiyat bilgilerinin ek çabaya ihtiyaç duyulmadan müşteri kanalıyla ya da bayiler aracılığıyla elde edildiği, paylaşılan bilgilerin rekabeti sınırlandırıcı herhangi bir anlaşmaya işaret eder nitelikte olmadığı ve müşteriye yeni teklif sunulması amacıyla kullanılabileceği değerlendirilmiştir. Rekabete duyarlı bilgi değişimi ancak pazardaki belirsizliği azaltıyor ve rekabeti kısıtlayıcı iş birliğini kolaylaştırıyorsa Kanun’un 4. Maddesi kapsamında rekabet ihlali teşkil edebilecektir. Hafif ve orta sınıf ile ağır vasıta ticari araç sektöründe faaliyet gösteren teşebbüslerin fiyatlamaları sıklıkla güncellenmektedir. Bu durumun en önemli etkenleri hammadde ve enerji fiyatları ile enflasyon, döviz kuru gelişimi gibi makroekonomik etkenler ve piyasa koşullarıdır. Yukarıda yer verilen bilgilendirmeler çerçevesinde rekabeti engelleyen nitelikte bir bulguya rastlanmamıştır. (17.08.2023 Tarih ve 23-39/723-247 Sayılı Kurul Kararı )

 

  • Soruşturma, rekabeti sınırlandıran bir anlaşma ile rekabetin ihlal edilmesi çerçevesinde Kanun’un 4. Maddesinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Soruşturma kapsamında uzlaşmaya varılmış olup Kurul kararı ile, Adana, Antalya ve Gaziantep illerinde faaliyet gösteren iki farklı oto galeri teşebbüsüne 20.515,28 TL ve 47.291,96 TL idari para cezası verilmesine karar verilmiştir.(26.07.2023 Tarih ve 23-34/644-M Sayılı Kurul Kararı)

 

  • Soruşturma traktör üretim ve pazarlama sektöründeki birtakım teşebbüslerin ve bayilerin satış fiyatlarını yeniden belirleme, rekabetini sınırlayıcı bilgi alışverişinde bulunma ve rekabeti kısıtlayıcı anlaşmalar yapma çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Yapılan soruşturmada otomotiv ve iş makinesi sanayileri alanında faaliyet gösteren bir teşebbüs hakkında eylemlerinin Kanun’un 4. Maddesine aykırı olduğu tespit edilmiştir.

Söz konusu teşebbüs tarafından nihai satış noktalarında yeniden satış fiyatının belirlenmesi suretiyle Kanun’un 4. maddesinin ihlal edildiğine bu nedenle, 2023 yılı gayrisafi geliri üzerinden takdiren 20.675.810,53- TL idari para cezası verilmesine karar verilmiştir. (05.01.2023 Tarihli ve 23-01/17-M Sayılı Kurul Kararı)

 

  • Soruşturma, 24.07.2020 tarih ve 20-35/470-M sayılı ön araştırma kapsamında elde edilen belgelere dayandırılarak araç kiralama hizmeti sunan birtakım teşebbüslerin, rakip şirketlere ait fiyatlandırmalar, araç alım – satım verileri ve pazar payları gibi kritik stratejik bilgilerini elde etmesi çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.

Kurul yapmış olduğu genel değerlendirmede, dosya kapsamında elde edilen belgelerin içeriğinin araç kiralama pazarında faaliyet gösteren, rakiplerinin fiyat tekliflerini çoğunlukla elde edebildiğinin, bu bilgilerin bir ticari sır olmadığının ve bu durumun rekabeti kısıtlama amacı taşımadığının altını çizmiştir. Rakip fiyat tekliflerine erişilmesi rekabeti engelleyen bir durum olmamakla birlikte rekabeti arttıran bir sonuç meydana getirmektedir. Somut olayda doğrudan veyahut dolaylı olarak gerçekleşen bilgi değişiminin uyumlu eylem olarak değerlendirilemeyeceğine tam tersi olarak rekabetçi açıdan etkinlik kazanımının sağlanması sonucunun doğacağına kanaat getirilmiştir. (21.07.2022 Tarih ve 22-33/526-2122 Sayılı Kurul Kararı)

 

  • Soruşturma, otomotiv sektöründe faaliyet gösteren orijinal parça üreticilerinin binek minibüsler dahil binek araç pazarında bileşen geliştirme ve üretimi, egzoz arıtma ve emisyon standartlarını da içerecek şekilde ürün özellikleri, inovasyon, çevresel ve güvenlikle ilgili teknolojiler, sertifikalar ve standartlar ile bunların piyasaya giriş zamanlamasına ilişkin koordinasyonlarda bulunmak çerçevesinde Kanun’un 4. Maddesinin ihlalinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Yapılan soruşturmada Alman Otomotiv Teşebbüsleri hakkında ACC sistemlerine yönelik anlaşmanın, Kabahatler Kanunu'nun 20. maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen 8 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğuna, üstü açılabilir araçlara OPF’ye ve SCR sistemlerine yönelik anlaşmaların her ne kadar rekabete engel teşkil etse de Türkiye piyasalarında doğrudan önemli amaçlanmış bir etki doğurmadığına, diğer iş birliklerinin Kanun’un 4. Maddesi uyarınca rekabetin ihlalini teşkil etmediğine dolayısıyla adı geçen teşebbüslere idari para cezası uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir. (27.01.2022 Tarihli ve 22-06/83-34 Sayılı Kurul Kararı)

 

Birleşme ve Devralmalarda Kontrol hakkında karar:

 

Birleşme ve devralmalar rekabet ortamını canlı tutsa da söz konusu işlemler arasında rekabeti önemli ölçüde sınırlandıran yoğunlaşmalar Kurum’un denetimi kapsamına girmektedir. Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ kapsamında düzenlenen eşiklerin aşılması halinde yoğunlaşma işlemi bildirime ve Kurul’dan izin alınmasına tabidir. Bildirime tabi olduğu halde yapılmayan işlemi incelemeye alır ve aykırılık saptaması halinde soruşturma başlatır. Tebliğ kapsamında bildirimde bulunmayan teşebbüse ceza uygulanır. Birleşme ve devralmalarda pazar konsantrasyonun artarak rekabetin engellenmesine yol açmaması denetlenmektedir.

 

  • İnceleme, Türkiye pazarında önemli bir satış ve pazarlama şirketinin tek kontrolü tarafından devralınması hakkındaki başvuruya ilişkindir. Kanun’un 7. Maddesi uyarınca piyasalarda etkin rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak birleşme ve devralma denetimi amacıyla yine söz konusunu Kanun’un 10. Maddesi çerçevesinde inceleme başlatılmıştır. Kurul’a bildirilen birleşme ve devralma işlemleri nihai karara kadar askıda olup uygulamaya konulması mümkün değildir. (23.11.2023 Tarih ve 23-54/1029-M Sayılı Kurul Kararı)

 

 

Rekabet Hukuku, içtihatlar hukukudur. Sektörel olarak rekabet hukuku bakımından hassas ve dikkat edilmesi gereken uygulamaların yakından takibi önem taşımaktadır. Yukarıda yakın tarihli kararları ele alarak otomotiv sektöründe rekabet hukuku uygulamasına yakından bakmaya çalıştık. İncelediğimiz son yıllarda verilen kararlara konu olmamış olsa da Rekabet Hukuku uygulamasında önemle dikkat edilmesi gereken bir diğer ihlal tipi de hakim durumun kötüye kullanılmasıdır.

 

Hâkim durum, piyasadaki gelişmeleri yönlendirebilme kapasite ve pazar gücüne sahip olmak anlamına gelmektedir. Hâkim durumda olmak yasak olmadığı gibi Kurum, teşebbüslerin eşit şartlarda rekabet etmesini sağlamaya çalışmaktadır. Pazar payı ve pazar gücü hâkim durumun belirlenmesinde kaynak olmaktadır. Tüketicinin korunması anlamında Kanun’un en önemli yasağı hâkim durumun kötüye kullanılmamasıdır. İlgili ürün pazarında hakim durumda kabul edilecek ölçek ve güçteki şirketlerin uygulamalarında hakim durumun kötüye kullanılması olarak kabul edilebilecek fiiller olmadığından emin olması gerekir.

 

Rekabet Hukukuna uyumlu ve piyasadaki rekabet ortamını bozmayan bir yaklaşım ve uygulamalara sahip olmak için özellikle risk ortaya çıkmadan önce yapılacak uyum çalışmaları büyük önem taşır.

 

Rekabet Hukuku yaklaşımında söz konusu pazarın analizi, ilgili ürün pazarı tanımlarının yapılması ve en önemlisi yatay ve dikey hizmet ve iş birliği ilişkilerinin incelenmesi büyük hassasiyet içermektedir. Özellikle pazarın kendine özgü dinamikleri ve uygulama çeşitlerinin bilinmesi bu alanda yapılacak çalışmanın ve sonunda çıkacak uyum programının etkinliğini önemle etkilemektedir.

 

Rekabet hukuku uygulamasında “Rekabet Uyum Programı” şirketlerin rekabet hukuku düzenlemeleri bakımından mevcut durumunu belirlemesi, varsa daha etkin ve hukuki uygulamalar için yapılması gerekenleri belirlemeye hizmet edecek bir denetimi kendi içinde yapması en önemli önleyici adımdır.

 

E-Posta Olarak Gönder

Başarıyla Gönderildi
İşleminiz başarıyla gerçekleştirildi

Adınız Soyadınız
Haberi Göndermek İstediğiniz E-Posta Adresini Girin
Notunuz