Toyota, 2050 Çevre Hedefi çerçevesinde karbonsuz toplum adına hidrojen yakıt hücresi teknolojilerini, binek otomobillerin dışına taşıyarak; kamyonlar, hafif ticari araçlar, forklift ve otobüslere aktararak çevreye olan etkileri azaltmayı amaçlıyor.
Toshihiko Kudo Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye Genel Müdür ve CEO’su
Fosil yakıtların yerini alacak teknolojilerden biri olan yakıt hücresi teknolojisi konusunda Toyota olarak neler yapıyorsunuz? Toyota, alternatif yakıt teknolojilerini geliştirme yolunda çalışmalarını aralıksız bir şekilde sürdürüyor. Dünyanın ilk seri üretim hibrit modeli Prius’u 1997 yılında piyasaya sunmuştuk. Şimdilerde ise, fosil yakıtların alternatifi olarak sürekli gelişim gösteren hibrit ve elektrikli araçların yanında bir diğer önemli yakıt türü olarak bugün dünyada en çevreci ve temiz yakıt olarak bilinen hidrojen ile, ilk kez 2009 yılında geliştirilmeye başlanan hidrojen yakıt hücreli araç konusunda da belli bir seviyeye gelindi. 2014 yılında piyasaya sunduğumuz, Japonca’da “Gelecek” anlamı taşıyan Mirai, yaklaşık 700 kilometre yol alabiliyor. 2015’teki 700 adetlik satış rakamı, 2016’da 2 bin adede, 2017’de yaklaşık 3 bin adede yükselmiş olup, ilk hidrojen yakıt hücreli otomobil Mirai ile 2020’de yıllık 30 bin adetlik satışa ulaşılması hedefleniyor. Son olarak, yakıt hücresi teknolojisini Toyota otobüslere de aktardı ve Tokyo’da yakıt hücreli otobüsler hizmet vermeye başladı. 2020 Tokyo Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları öncesinde 100 adet yakıt hücreli otobüsün piyasada olması hedefleniyor. Toyota, 2050 Çevre Hedefi çerçevesinde karbonsuz toplum adına hidrojen yakıt hücresi teknolojilerini, binek otomobillerin dışına taşıyarak; kamyonlar, hafif ticari araçlar, forklift ve otobüslere aktararak çevreye olan etkileri azaltmayı amaçlıyor. Toyota’nın “2050 Çevre Hedefi”nden söz edebilir misiniz? “2050 Çevre Hedefi”, 6 ana başlıktaki stratejilerden oluşuyor. Dünya, küresel sıcaklık artışını “2 °C altında tutma” senaryosu üzerinde çalışırken Toyota, “Sıfır Karbondioksit (CO2) Emisyonlu Yeni Araç Mücadelesi” ile kendisine 2050 yılına kadar araç CO2 emisyonu seviyesini 2010 yılı ile karşılaştırıldığında yüzde 90 oranında azaltmayı ilk hedefi olarak belirlemiştir. 1997 yılından bu yana çevre dostu 15 milyondan fazla hibrit otomobil satışı gerçekleşmiş olup, eş değer fosil yakıtlı araçların kullanımına göre 93 milyon ton daha az karbondioksit emisyon salımını oluşmuştur. Globalde, dünyada 2020 yılında her binek modelinin birer hibrit versiyonu olması hedefine Türkiye fabrikamızda ürettiğimiz her iki modelimizin yani C-HR ve Corolla’nın hibrit versiyonlarını üreterek tam katkı sağlamış durumdayız. Bugün Sakarya, Türkiye’de hibritin ana vatanıdır diyebiliriz, herkesin bunun farkına varmasını isterim. Toyota, sadece araç üretiminden ve kullanımından kaynaklanan CO2 miktarının azaltılmasını değil, aynı zamanda araç üretimi için gerekli olan parçaların üretiminde ve yaşam döngüsü sonucu aracın bertarafı ve geri dönüşümü sırasında ortaya çıkan karbondiosit CO₂ miktarının da azaltılmasını hedeflemektedir. Ayrıca karbondiosit (CO2) emisyonu sadece araç kullanımından değil, aynı zamanda araç üretim proseslerinden de kaynaklanabilmektedir. İklim değişikliğini kontrol altına alabilmek için araç üretiminden kaynaklanan CO₂ emisyonunun azaltılması da diğer bir hedefimizdir. Şimdiye kadar Toyota, üretim tesislerinde kullanılan su tüketimini azaltmak için yağmur suyu toplama sistemleri kurmuş ve su geri kazanım oranını arttırarak atık suyun tekrar kullanımını sağlamıştır. Su iklimi bölgeden bölgeye değişir. 2050 yılında su ihtiyacının, bugünkü seviyeye göre yüzde 55 artacağını öngören Toyota, dördüncü hedef olarak fabrikalarında yağmur suyu kullanımını artıracak ve kullanılan suyun yeniden kullanımını sağlayacak projelere destek veriyor. Geri dönüşüm temelli toplum hedefi doğrultusunda kaynak verimliliğini artırmak adına; çevre dostu malzemelerin kullanılması, parça kullanım ömrünün artırılması, geri dönüşüm teknolojilerinin geliştirilmesi ve ömrünü tamamlamış araçların malzemelerinden yeni araçların üretilmesi hedeflenmektedir. Son olarak, doğa ile uyum içinde bir toplum oluşturma hedefi için, insanların ve doğanın gelecekte bir arada yaşamaya devam etmesi için ormanların ve doğanın tüm bölgelerde korunmasının gerekliliğine inanıyoruz. Bu konuda farkındalık yaratmak adına fabrikalarımızı ve çevremizi ağaçlandırıyor ve çevre bilincini erken yaşlardan itibaren aşılamayı hedefleyen sosyal sorumluluk faaliyetleri gerçekleştiriyoruz.