Türkiye yenileme pazarının 2020’de 6,5 milyar dolara ulaşması öngörülüyor. Halihazırda ülkemizin ihracat şampiyonu olan otomotiv endüstrisi, aynı zamanda 1,9 milyon adetlik üretim kapasitesiyle de Avrupa’nın en önemli üretim merkezlerinin başında geliyor.
Günümüzde otomotiv sanayii, bir bütün olarak hızla artan birleşme ve rekabet baskısıyla karşı karşıyadır. Otomotiv yenileme pazarı da otomotiv sanayinin sürekliliği açısından büyük öneme sahiptir. Nitekim araç sektöründe yaşanan gelişmeler, yenileme pazarını da çok yakından ilgilendirmektedir. Öyle ki araçların ortaya çıkmasını sağlayan parçaların büyük bir kısmı, otomotiv tedarik sanayi firmaları tarafından üretilip geliştiriliyor. Bu yüzden de Ar-Ge ve inovasyona dayalı yeni teknolojilerin sektöre entegrasyonu ve araç teknolojilerinin gelişimi, pazarın akıbetini de etkileyen unsurların başında geliyor. Hal böyle olunca, sektördeki teknolojik gelişmeler araç teknolojilerinin geleceğini de çok yakından ilgilendiriyor. Pazarın gelişimi için yapılması gereken konuların başında, yenileme pazarının durumunu ve büyüklüğünü net şekilde kavrayabileceğimiz bağımsız araştırmaların yapılması gerekliliği geliyor. Ayrıca sektörün tüm değer zincirinin, teknolojik değişime adaptasyon konusunda yeterli yetkinliğe sahip olması gerekmektedir. Bunun için de eğitim faaliyetleri büyük önem taşıyor. Bununla birlikte, Türkiye yenileme pazarının 2020’de 6,5 milyar dolara ulaşması öngörülüyor. Halihazırda ülkemizin ihracat şampiyonu olan otomotiv endüstrisi, aynı zamanda 1,9 milyon adetlik üretim kapasitesiyle de Avrupa’nın en önemli üretim merkezlerinin başında geliyor. Otomotiv tedarik sanayinin mevcut üretim kapasitesi, taşıt araçları imalat sektörünün yüzde 80 kapasite kullanımında çalışması ve ülkemizde üretilen araçlarda yüzde 60 yerli parça kullanımının sağlanması durumunda, yılda yaklaşık 9 milyar dolar seviyesinde üretim değeri yaratabilecek potansiyeldedir. Uluslararası standartlarda üretim kapasitesi bulunan otomotiv tedarik sanayii; toplam 150 bin kişiye doğrudan, yaklaşık 750 bin kişiye de dolaylı olarak istihdam imkânı sağlamaktadır. Yanı sıra; bugüne baktığımızda, araçlardaki yaklaşık yüzde 30-40 seviyesinde olan elektronik aksam kullanımının, yakın gelecekte yüzde 50’nin üzerinde olması bekleniyor. Özellikle hareketlilik, bağlanabilirlik, mobilite, yapay zekâ, otonom sürüş gibi çeşitli parametreler, sektörün geleceğini çok yakından ilgilendiriyor. Bundan dolayı pazarın sürdürülebilirliği açısından, Türk otomotiv tedarik sanayinin küresel piyasalardaki varlığını koruyabilmesi için yeni teknolojilere öncelik vermesi ve otonom araç teknolojisine göre dönüşüm sürecini gerçekleştirmesi şarttır. Çünkü sektör büyümeye ve gelişmeye devam edecek. Bunun için de teknolojiye yatırım yapan ve bu dönüşümü en etkin şekilde gerçekleştirebilen firmaların, küresel rekabette öne çıkacağını söylememiz mümkün.