Günümüzde yaklaşık yüzde 30–40 seviyesinde olan elektronik parça kullanımının, önümüzdeki on sene zarfında yüzde 60-70’lerin de üzerinde seyredebileceği öngörülüyor.
Ülkemizde 2017 sonu itibariyle, trafiğe kayıtlı 22,3 milyon motorlu kara taşıtı olduğu TUİK tarafından açıklandı. Bunların yüzde 54,1’ini otomobil, yüzde 16,4’ünü kamyonet, yüzde 14’ünü motosiklet, yüzde 8,3’ünü traktör, yüzde 3,8’ini kamyon, yüzde 2,2’sini minibüs, yüzde 1’ini otobüs, yüzde 0,2’sini ise özel amaçlı taşıtlar oluşturuyor. Yine 2017 sonu itibariyle, ülkemiz araç parkının ortalama yaşının ise 13,1 olduğu görüldü. Kategorilere ayırdığımızda ise; ortalama yaş, otomobillerde 12,4 minibüslerde 12,7 otobüslerde 12,5 kamyonetlerde 10,5 kamyonlarda 15,5 motosikletlerde 12,7 özel amaçlı taşıtlarda 11,7 ve traktörlerde 22,9 oldu. Ayrıca diğer çeşitli araştırma sonuçları göstermiştirki; Türkiye’deki araç parkı, Çin, Hindistan gibi ülkelere göre daha yaşlıdır. Kişi başına düşen otomobil sayısı ise özellikle AB ülkeleri ortalamasının oldukça altındadır. Otomotiv sektörüne parça üretiminde ise dünyanın önde gelen ülkeleri arasındadır. Otomotiv yenileme pazarı açısından, yukarıdaki tüm bilgiler ve içinde bulunduğumuz coğrafi konum gösteriyor ki, ülkemiz oldukça büyük bir potansiyeli hem iç pazar hem de global olarak içinde barındırmaktadır. Araç teknolojisindeki gelişmelerinde, yenileme pazarını doğrudan etkilediğini söylemeliyiz. Günümüzde yaklaşık yüzde 30–40 seviyesinde olan elektronik parça kullanımının, önümüzdeki on sene zarfında yüzde 60-70’lerin de üzerinde seyredebileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Hatta elektrikli araçların, fosil yakıtlı araçların yerini alacağını söylersek daha doğru yaklaşımda bulunmuş oluruz. Dolayısıyla özellikle yenileme pazarında varlığını sürdürmek isteyen firmaların, teknolojik gelişmeleri yakından takip etmesi çok önemlidir. Burada ayrıca bahsetmek istediğim konulardan bir diğeri ise, yukarıdaki verilerde görüldüğü üzere azımsanmayacak sayıda ve oldukça yaşlı olan traktör parkımızdır. Tarım sektörü verileri gösteriyor ki, 1,85 milyon adet traktör parkımızın yaklaşık 850 bini 30 yaş ve üzerindeki traktörlerden oluşmaktadır ve bu yaşlı araçlar için traktörü oluşturan tüm parçalardan (özellikle lastik, jant, akü gibi) fazlasıyla ihtiyaç bulunmaktadır. Bu durum, ülkemizdeki yenileme pazarının sadece tarım sektöründeki potansiyelini çok açık bir şekilde gözler önüne seriyor diyebiliriz. Tabi burada sürdürülebilir tarım politikaları ile ekonomik ömrünü tamamlamış, yakıt sarfiyatı, bakım ve onarım gideri yüksek traktörlerden oluşan bu yaşlı parkın yıllar içinde çeşitli devlet teşvikleriyle gençleştirilmesi ve modern tekniklerin kullanılması, ülke ekonomisi ve tarım sektörü için daha faydalı olacaktır. Diğer yandan bazı istatistiki veriler göz önüne alındığında, ülkemizdeki otomotiv sektörü yan sanayi üretiminin kilogram birim fiyatlarda 4,5 dolar civarında olduğu, buna karşın AB ülkelerinin 12 dolar ortalama ile faaliyetlerini sürdürdüğü görülmektedir. Çeşitli kaynaklar Avrupa, Rusya, Kuzey Afrika , Ortadoğu ve Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyada sadece parça bazında tedarik pazarının 60 milyar doları bulduğunu gösteriyor. Bu büyük pazardan hak ettiğimiz payı almak için teknolojik ürünlere, özellikle güçlendirilmiş Ar-Ge altyapısı ve teşvikli yatırımlarla, teknolojik otomotiv parçalarına yönelik üretime yönelerek ürünlerimizdeki katma değeri yükseltmeliyiz.