Türk Otomotiv Sanayicisinin Dergisi



Doğu Pres Finans Direktörü Tekin Ekinci: “Vadelerin uzaması firmaların yatırım yapma arzusunu azaltıyor”

Paylaş :
Haber Eklenme Tarihi : 19.06.2017 11:12:00

Genel itibarı ile Türkiye’deki bankalar,  yurtdışından sendikasyon ve sermaye benzeri uzun vadeli kredileri alırken, ülke risk primi yüksek olduğundan, döviz cinsi kredi fonlamalarında maliyetler çok yüksek oluyor. Bu da yatırım yapmak isteyen sanayicinin önündeki en büyük engel.

Günlük finansman ihtiyacımızı çok büyük ölçüde nakit akışımız ile sağlıyoruz. Müşterilerimiz sektöründe dünya devi olan kurumsal firmalar olduğundan ödeme vadelerine uyum gösteriyorlar. Tahsilat vadelerine göre de ödemelerimiz ayarlandığında sıkıntı yaşamıyoruz ancak; valörü tutturamadığımız ender durumlarda ise bankalarda tanımlı, düşük faizli kmh limitlerimizi kullanıyoruz. Tahsilatlar sağlandığında tekrar kapatıyoruz. Yatırımlarımız ise çok büyük ölçüde uzun vadeli eşit taksitli, hatta makine tesliminin uzun süre alması durumunda da ödemesiz dönemi de bulunan kredilerle çözüyoruz.
Genel itibarı ile Türkiye’deki bankalar,  yurtdışından sendikasyon ve sermaye benzeri uzun vadeli kredileri alırken, ülke risk primi yüksek olduğundan, döviz cinsi kredi fonlamalarında maliyetler çok yüksek oluyor. Bu da yatırım yapmak isteyen sanayicinin önündeki en büyük engel. Ayrıca son on yıl dikkate alındığında eskisine nazaran faiz spread’lerinin ve dolayısı ile faiz gelirlerinin düşmesi sebebi ile işlemlerden ve hesaplardan alınan komisyon oranlarında normalden çok daha agresif davranıyorlar.
Bir birey veya işletme ne olursa olsun finansman ihtiyacını mutlaka kazandığı döviz cinsi üzerinden yapmalıdır. Yapamıyorsa da hedge işlemleri ile mutlaka açık pozisyonunu kapamalıdır.
Firmamız kur riski almamak için forward işlemleri yapılabilmesine yönelik gerekli altyapımız mevcut. Şirketimize uygun enstrümanları da değerlendiriyoruz, fakat tahsilatlarımız ve ödemelerimiz çok büyük oranda aynı para cinsinden olduğundan forwrad işlemleri yapmıyoruz. Müşterilerimiz dünya çapında faaliyet gösteren firmalar olduğundan alacak endişesi yaşamıyoruz, tedarikçilerimizle de vadeli çalıştığımızdan ötürü finansal bir risk taşımıyoruz. Avans ödemeli işlemlerimizde ise ciddi hukuki bağlayıcılığı olan sözleşmelerle ilerliyoruz. Bu nedenlerle alacaklarımızı da sigortalamıyoruz.
Firmaların nakit akışlarının düzenliliğini sağlamalarında tahsilat ve ödeme günlerinin valör dengesi çok önemli, bunun haricinde ödemelerde sürpriz yaşamamak için bir miktar likitte kalmakta da fayda var. Nakit akışının düzenliliği mi, karlılık mı konusunda ise ben karlılığın aslında daha önemli olduğunu söyleyebilirim. Karlı satıyorsanız otomatik olarak nakit akışı da düzende olacaktır, ama buradaki nüans karlı satabildiğiniz ürünün bedelini de anlaştığınız vadede tahsil edebilmektedir. Tahsilatını yapamadığınız satışı, ne kadar karlı satarsanız satın bedelinin vadesinde şirkete girmesi gerekir. Batak verme riskinizin yanında zamanında yapamadığınız tahsilattaki paranın zaman değerini de hesap etmek gerekir.
Ticarette küreselleşmenin giderek artması ile birlikte rekabetçi piyasa ortamı kâr marjlarını daha da düşürüyor. Hal böyle olunca da  nakit akışını sağlamlaştırmak ve  paranın zaman değerini hesaba katarak, hiç olmazsa vadeden de kâr etmek amacıyla vadeler de uzuyor. Vadelerin uzaması firmaların finansman maliyetlerini artırırken, yatırım yapma iştahlarını da azaltıyor.
Normal piyasa koşullarında yukarıdan aşağıya doğru inildiğinde sermaye birikimiyle ters orantılı olarak vadeler de uzuyor, fakat ekonominin durağanlaştığı durumlarda ana sanayi daha fazla likitte kalabilmek veya sıcak parayı koz olarak kullanıp alım fiyatlarını düşürebilmek için vadelerini açabiliyor. Otomotiv sürekliliği olan daha stabil bir sektör, ödeme vadeleri de inşaat, tekstil, gıda ve mobilya gibi ana sektörlere kıyaslandığında çok daha kısa ve düzenli.

E-Posta Olarak Gönder

Başarıyla Gönderildi
İşleminiz başarıyla gerçekleştirildi

Adınız Soyadınız
Haberi Göndermek İstediğiniz E-Posta Adresini Girin
Notunuz