Biz grup olarak, işletme sermayesi yönetimine çok önem veriyoruz. Alacak, stok ve ticari borç yönetimi hassasiyetle üzerinde durduğumuz konular. Finansman ihtiyacımızı nasıl karşıladığımızı ikiye ayırarak değerlendirebiliriz. İşletme sermayesi ihtiyaçlarını kısa vadeli krediler ve zaman zaman gayri kabulu rücu faktoring işlemleri kullanarak karşılıyoruz. Yatırım harcamalarının finansmanı için de özkaynaklarımızı ve uzun vadeli kredileri bir arada kullanmayı tercih ediyoruz. Bu araçları kullanırken İnci Grubu’nun yüksek kredibilitesi ve uluslararası ortaklarımızın küresel ilişkileri nedeniyle ciddi sorunlarla karşılaşmıyoruz. Çalıştığımız finans kurumlarının güvenilir kurumlar olması bizim için en önemli kriter. Ayrıca çalıştığımız kurumların finansman alanında uzun vadeli birer stratejik iş ortağı olduklarını hissetmek istiyoruz. Operasyonlarımızı iyi anlayıp bizlere yaratıcı çözümler ve önerilerle destek olabilen finansal kurumlar, rekabette her zaman bir adım önde oluyor. İşletmelerin operasyonlarının para birimi bazında akışına ve vadeleri de dikkate alarak bilanço pozisyonlarına göre borçlanma para birimine karar vermeleri gerektiğini düşünüyoruz. İnci Holding şirketlerinde finansman ihtiyacının hangi para biriminde karşılanacağının kararını bilançodaki yabancı para pozisyonuna göre alıyoruz. Ancak ve ancak doğal hedge pozisyonumuzu desteleyecekse, döviz cinsinden kredi kullanıyoruz. Döviz girdisi olmayan işlerde dövizle borçlanma kesinlikle yapmıyoruz. İnci Holding olarak genel stratejimiz, kur hareketlerinden artı ya da eksi bir etki görmeden operasyonlarımıza odaklanarak sürdürülebilir şekilde karlılıklarımızı arttırmak. Bunun için de belirlenmiş hedge politikaları uyguluyoruz. Bu politikanın parçası olarak da forward işlemler kullanıyoruz. Ayrıca operasyonlarımızda sürdürebilirliği hedeflediğimiz için çeşitli yollarla hem müşterilerimizin hem de tedarikçilerimizin finansal durumlarını periyodik olarak takip ediyoruz. Alacak sigortası, yalnızca yurtdışı satışlarımızda teminat mektubuyla güvence sağlayamadığımız küçük bir alanda kullandığımız bir enstrüman. İstikrarlı kârlılık, nakit akışının düzenliliğini sağlayan önemli faktörlerden biri. Ancak yalnızca karlılık nakit akışının düzenli ve istikrarlı bir şekilde yönetilmesine olanak vermiyor. Bu nedenle biz tüm operasyonlarımızda kârlılık yanında çalışma sermayesi yönetimine de oldukça önem veriyoruz. Etkin işletme sermayesi yönetimi için takip sistemleri geliştiriyoruz. Vadelerin uzaması, nakit akışı planlarımızı negatif etkilediği için ana sanayi – yenileme pazarı, yurt içi – yurt dışı satış mixlerini uzayan vadelerden minimum etkilenecek şekilde yönetmeye çalışıyoruz. Aftermarket piyasasındaki vadeler daha uzun oluyor ve ne yazık ki daha da artma eğilimi gösteriyor. Bunun temel nedeninin daralan likidite nedeniyle alt bayilerin hatta son tüketicinin bile daha geç ödeme eğiliminde olması olarak görüyoruz. Ayrıca ana bayilerimizin şüpheli alacak olarak ayırdıkları karşılıkların da artış eğiliminde olduğunu görüyoruz. Bu süreci, satış kanal ortağı olarak gördüğümüz bayilerimize kendi risk yönetim mekanizmalarımızı yaygınlaştırarak yönetmeye gayret ediyoruz. Özellikle ana sanayi satışlarında vadeler oldukça iyi seviyelerde. Aftermarket satışlarında vadeler daha yüksek ancak yine de ortalama tahsilat vadesi olarak diğer birçok sektörden daha iyi durumda olduğumuzu düşünüyoruz.