İş-yaşam dengesi bilinci, işlerinden zevk alan kişiler için, işlerinden keyif almaya devam etmelerine, stresi azaltmalarına ve tükenmişliği önlemelerine yardımcı olur.
Serkan YAĞCI Dönmez Debriyaj Kalite Müdürü
Sosyal hayattan kazanılan motivasyon iş stresini azaltıyor İş-yaşam dengesi, başarı ve keyif arasında kurulan bir denge olarak düşünülebilir. İş-yaşam dengesi, birinden diğerine ödün vermemek anlamına gelir. Bu denge, başarılı olmayı; profesyonel anlamda konfor alanından çıkabilmeyi ve aynı zamanda boş zamanın tadını çıkarmanın yeni ve tatmin edici yollarını bulmayı içerir. Özünde bu kavram, yalnızca işkolik olmanın kişinin fiziksel ve zihinsel esenliğine zarar verdiği gerçeğine dikkat etmek için vardır. Sosyalleşme, fiziksel aktivite ve hobilerin tümü daha sağlıklı ve mutlu olmaya katkıda bulunur. İş-yaşam dengesi bilinci, işlerinden zevk alan kişiler için, işlerinden keyif almaya devam etmelerine, stresi azaltmalarına ve tükenmişliği önlemelerine yardımcı olur. İş ve yaşam dengesi, sosyal hayatta kazanılan motivasyon ile iş stresini azaltırken, iş yerindeki performansını artırmaya yardımcı olmalıdır. Bir kişi çalışmak için harcadığı arta kalan zamanı, arkadaşları ve ailesiyle geçirmek, formda kalmak, seyahat etmek ve diğer hobilerini yaparak geçirmelidir. Bu denge, işte geçirilen zamanla, hobilere harcanan zamanın eşit olması anlamına gelmemelidir. Denge bundan daha anlamlıdır ve aynı zamanda insandan insana da değişir.
Değişen dünyanın yeniliklerine ayak uydurabilmek Geleceğin çalışma ortamı ve yeni dönemin becerileri hakkında ise otomotiv sektöründe bulunan Dönmez Debriyaj’da yaklaşık üç yıldır çalışmakta olduğum için şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Gelecekte değişen dünyanın yeniliklerine ayak uydurabilenler ayakta kalacak. Günümüz dünyasında teknoloji milyonlarca insanın işini kaybetmesine neden oldu ve dürüst olmak gerekirse bu işlerin çoğu oldukça zahmetli ve bilgisayarlar, bu görevleri gerçekleştirmede insanlardan çok daha iyi. Bu bağlamda yalnızca verimlilik ve üretkenlik artmakla kalmıyor, aynı zamanda maliyetler de düşmüş oluyor.
Yeni iş rollerine hazır olmak Gelişen teknoloji ile birlikte gelecekte de iş ortamının ofislerden eve taşınacağı (Literatürde “hybrit” olarak da geçen ve pandemide sıkça yaşadığımız evden çalışma, ofise daha az giderek çalışma ilkesi) yadsınamaz bir gerçek. Örneğin, 1947’de II. Dünya Savaşı’ndan sonra demiryolu endüstrisinde yaklaşık 1.4 milyon işçi istihdam edildi. O yıl, yaklaşık 655 milyar ton yük taşındı. 2014 yılında kargo 1,85 trilyon tona çıkarken, işgücü 190.000’den az işçiye düştü. 2030 yılında, henüz var olmayan iş kollarının piyasada olacağını düşünüyorum. İş dünyası hızla gelişiyor, bu da gelecekte hiç tahmin edemeyeceğimiz bir iş rolüne hazır olmamız gerektiği anlamına geliyor.
Basketbol, yüzme, yürüyüş, seyahat, kitap okuma, ailemle ve arkadaşlarımla vakit geçirmek gibi etkinliklere vakit ayırıyorum. İşten arta kalan zamanlarımda bu aktiviteleri gerçekleştirerek iş yerinde kendime yüklenen stresten sıyrılabileceğimi düşünüyorum. Bu hobileri öğrenciyken de yapıyordum, iş hayatı stresinden kurtulabilmek için şu anda da gerçekleştiriyorum. Değişik yemekler yapma, evcil hayvan bakımı gibi isteklerim de mevcut fakat dürüst olmak gerekirse şu anki çalışma rutinimden ötürü henüz vakit bulamıyorum.