TEMSA’nın Büyüme Hikayesinin Merkezinde Sürdürülebilirlik Var

55 yıllık geçmişiyle Türk ticari araç sektörünün en önemli temsilcilerinden biri olan TEMSA, son yıllarda gösterdiği büyüme performansıyla dikkat çekiyor. Ortaya koyduğu finansal başarıların yanında elektrifikasyon alanında da dünyanın önde gelen üreticilerinden biri haline gelen TEMSA, Adana’da ürettiği elektrikli araçlarını İsveç’ten ABD’ye, Romanya’dan Litvanya’ya uzanan çok farklı coğrafyalara ihraç ediyor. 

 

Bugüne kadar geliştirdikleri elektrikli araç sayısının 8’i bulduğunu ifade eden TEMSA CEO’su Tolga Kaan Doğancıoğlu, “Sürdürülebilirlik bizim büyüme hikayemizin en temel unsuru. İsveç’in Öckerö adasında, Silikon Vadisi’nde TEMSA markalı elektrikli araçlar kullanılırken, ülkemizde de bu araçların yaygınlaşması en büyük temennimiz. Biz bunun için teknolojik olarak tamamen hazırız. Bunu bir ülke politikası olarak ele alıp, burada gerekli düzenlemeleri yapabilirsek, çok önemli bir rekabet avantajını da elde etmiş oluruz. TEMSA olarak 2025 yılında, şehir içi segmentinde üretilen her iki aracımızdan birisinin elektrikli olmasını hedefliyoruz” dedi.

 

Önemli olan satın alma maliyeti değil sahip olma maliyeti

Türkiye’nin uzun süredir Avrupa’nın en büyük ticari araç üreticisi olduğunun altını çizen Tolga Kaan Doğancıoğlu, “Bu başlı başına ülkemiz ekonomisi için çok önemli bir değer. Ama bununla yetinmek sektör için tehlikeli bir bakış açısı. Elektrifikasyon bugün sadece bir fırsat değil aynı zamanda bir zorunluluk. Biz ülkemizin çok hızlı bir şekilde bu dönüşüme adapte edemezsek, tüm bu kazanımlarımızı birilerine kaybedeceğiz. Bunun için de hem belediyeler hem özel sektör hem de halk nezdinde bu talebi yaratmamız gerekiyor. Bu kapsamda yasal düzenlemelerin ve finansman mekanizmalarının devreye alınması çok önemli. Çünkü elektrikli araçların ilk satın alma maliyeti yüksek. Bu bir gerçek. Ama bakım maliyeti, yakıt maliyeti; yani kısacası sahip olma maliyeti göz önüne alındığında 3-4 yılda daha avantajlı hale gelebiliyor. Dolayısıyla burada bizim çözmemiz gereken asıl sorun satın alma maliyeti. Baktığınızda İtalya bu emisyon geçişini destekleyebilmek için yaklaşık 25 milyar euroluk bir kaynak ayırıyor. Bunun gibi çok örnek var dünyada. Bizim de kendi ülkemizde, kendi gerçekliğimizde bu tarz mekanizmalar yaratmamız şart. Çünkü biz bu konuda bir taahhüdün altına girdik ülke olarak. Tüm yeni kamyon ve otobüslerde, 2030 itibarıyla yüzde 30; 2040 itibarıyla yüzde 100 oranında bir emisyon azaltım hedefimiz var. Bunun için tüm ekosistemin akıl ve güç birliği şart” dedi. 

 

Bir elektrikli araç 528 bin litre yakıt tüketimini ortadan kaldırır 

Toplu taşımada elektrifikasyon süreçlerini tasarlamanın binek otomobile göre çok daha kolay olduğunun altını çizen Tolga Kaan Doğancıoğlu, “Sabah çıktığında, biz bütün bir yıl bir otobüsün ne yapacağını biliyoruz. Nereden çıkıyor, nereye gidiyor, kaç kilometre yol yapıyor… Buna göre bu aracı ne zaman şarj edebiliriz, ne kadar pile ihtiyacı var, nasıl bir coğrafyada çalışacak, yaz sıcaklığı, kış sıcaklığı hepsini öngörüyoruz. Böyle olunca şarj konusunda çok daha esnek olabiliyorsunuz. Diğer yandan, bunun hem çevresel hem ekonomik faydası çok önemlisi. Mesela bizim Avenue Electron aracımız var. Kendi yaptığımız araştırmalara göre yüzde 100 elektrikli Avenue Electron yılda ortalama 528 bin litreye varan yakıt tüketimini ortadan kaldırmış oluyor. Yani yılda 1.400 ton karbon emisyonunu frenliyor. Bu da yılda 90 adet binek otomobilin ürettiği karbon gazlarının engellenmesi demek” şeklinde konuştu. 

 

Türkiye'de elektrikli otobüslerin oranı yüzde 1'in bile altında 

TEMSA’nın tarihindeki ilk elektrikli araç ihracatını İsveç’e gerçekleştirdiğini sözlerine ekleyen Doğancıoğlu, “Baktığınızda İsveç bu alanda dünyanın en gelişmiş, farkındalığı en yüksek ülkelerinden bir tanesi. ABD’ye özel elektrikli aracımız var. İki yıl Silikon Vadisi’nde test edildi ve büyük ilgi gördü. Avrupa’nın ilk şehirler arası otobüsü yine TEMSA markalı. Çekya, Romanya, Litvanya, İspanya… Bunların her birinde elektrikli araçlarımızla varız. Ülkemizde, ASELSAN ile birlikte geliştirdiğimiz ilk yerli elektrikli otobüsümüz, geçtiğimiz yıl Samsun Büyükşehir Belediyesi’ne teslim edildi. Şu anda 20 elektrikli otobüsümüz orada. Geçtiğimiz aylarda Adana Büyükşehir Belediyesi’ne elektrikli araçlarını teslim ettik. Ama baktığımızda ülkemizde elektrikli araçların payı belki yüzde 1’in bile altında. Bunların tamamına yakınını da biz üretiyoruz zaten” dedi.

 

Kilogram başı ihracat değeri Türkiye ortalamasının 20 katı

“Çevreyi koruması, gürültüsüz çalışması şehirlerimiz ve insanlarımız için de çok büyük birer avantaj ama elektrifikasyon aynı zamanda Türkiye ekonomisine büyük katkı sunan bir konu” diyen Tolga Kaan Doğancıoğlu, “Bugün ülke olarak ihracatımızın kilogram birim değeri yaklaşık 1,6 dolar. Bu otomotivde 11-12 dolar, ticaride ise 22 dolar civarındadır. Elektrikli otobüse geldiğimizde ise bu 35 dolarlara kadar çıkıyor. Bunun bir adım ötesi zaten uzay sanayisi” dedi.

 

Erzurum’da, Kars’ta başarırsak İskandinavya’ya rahat satarız

Batarya paketlemesi başta olmak üzere elektrikli araç tasarımının ülkelerin ve şehirlerin coğrafyalarıyla da yakından ilgili olduğunu söyleyen Tolga Kaan Doğancıoğlu, “Türkiye bu açıdan da adeta bir okul. Yani, biz Erzurum’a elektrikli araç satabiliyorsak aslında bütün İskandinavya’ya satabiliriz. Kış koşullar benzer. Antalya’da, Urfa’da başarılı olursak, Kaliforniya’da ya da İspanya’da ne olacak diye dert etmeyiz. Biz tüm yazılımı, batarya paketlemeyi de TEMSA olarak kendi bünyemizde yaptığımız için ülkemizde kazandığımız bu tecrübeler, yurt dışında da bize önemli bir manevra kabiliyeti sağlar” dedi.